kiraz mevsimini ilk kez izlediğimiz 2014 yazı… seni sonsuza dek özleyeceğim!
Biliyorum, 2014 yazını çok seviyoruz. En azından yaşı benim yaşıma yakın olanların aşk dünyalarının kapısı 2014’te aralanmış olabilir. Yaz dizisi sektörünün harikalar yarattığı ve belki o zamanlar hayatın daha bir yaşanılır olduğu zamanlardı. Televizyonda fragmanlarını gördüğümde ekrana kitlenip kaldığım, büyüyüp genç ve güzel bir kız olduğumda böylesine güzel bir aşk yaşamanın hayalini kurduğum yaşlar tam da kiraz mevsimi sezonuna denk geliyordu.
Jeneriğini, müziklerini hala ezbere bildiğim bu diziyi günlüğüme dahi yazacak kadar çok sevmek bana bambaşka bir dünyanın varlığını göstermişti: Aşkın var olduğu bir dünya!
Geceleri uyumadan mutlu bir evrende, tüm kaygılardan uzakta ve bir genç kız olarak hayatımın aşkını bulma ihtimalimin olduğunu düşünmek hayatı daha yaşanılabilir kılıyordu o zamanlar.
Sonra ne olduysa oldu ve ben istemeden büyüdüm. Nedense Öykü ve Ayaz kadar yetişkin görünmüyorum bile. Yaptığım işler de hiç büyük değildi. Hayatımın aşkını bırakın, hayatımın aşkı olduğunu zannettiğim biriyle bile tanışmadım. Yaz dizilerinin her bölümünü gözünü kırpmadan izleyen, sabahlara kadar gizli gizli wattpad okuyan (bazılarınız beni burada çok iyi anlayacak) biri için aşkın olmadığı bir dünya nasıl mümkün olabilirdi ki? Ama maalesef gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarptığında artık aşkın çok da gerekli olmadığı yalanını söylüyor ve buna rağmen her köşe başında kimseciklere çaktırmadan yine hayatımın aşkını beklemeye devam ediyordum. Ya Öykü kadar şanslı değildim ya da hayat yaz dizileri kadar toz pembe değildi.
İşte hiç beklediğim gibi olmayan aşk hayatımın hayallerini kurmaya 2014’te başlamıştım ve sonuçlar pek iç açıcı değildi. Fakat hayatımın kaçıncı sezonu en güzel olan sezon henüz bilmiyorum. Belki bir yaz dizisi başrolü olamazdım ama kendi küçük dünyamda mutlu olacak şeyler elbet bulabilirdim.
Hayatımın önceki sezonlarında wattpad okuyordum, şimdi ise burada bir şeyler yazıyorum. Kim bilir belki bir sabah yatağımdan kuş cıvıltılarıyla uyandığımda kendimi Öykü'ye dönüşmüş halde bulabilirim. Ya da Öykü kimin umurunda? Zaten mesele hiçbir zaman Öykü olmak değildi.
kiraz mevsimi kızı olmak öykünün uyuz ayaz senin adın tiradinda cringe'ten ölüp yine de içten içe onlar gibi olmak istemektir ya
Benim lisede izlediğim ve sevdiğim kavak yelleri vardı 😁 yaş farklı belki oluyordur